13 Nisan 2008 Pazar
12 Nisan 2008 Cumartesi
Beside the magical beauty of landscapes and its geothermal activities, Urganli could be a core point of modern agricultural activities, the point that traditional means of farming changes to technologically enriched ones. The idea of Urganli smart village is based on integrating the industrialized farming and recreational uses, reconfiguration of spa, adding new land uses and establishing a system of integrated destinations for tourism.
7 Nisan 2008 Pazartesi
Kentsel Yenileme Projeleri: Subaşı Mah. Analizi
Analitik etüd süresi boyunca Subaşı mahallesi barındırdığı yapı stoğunun ve çevresinin düşük kalitesi nedeniyle depremde ciddi hasar görebilecek yerler arasına girdiği gözlenmiştir. Bunun yanı sıra artık ırlamaz rekreasyon alanının da gelişme göstemesi, Atatürk bulvarına yakınlığı ve ilçenin girişinde yer alması, mahallenin yeniden düzenlenmesi gerekliliğini tetiklemektedir.
Ülkemizin önemli sorunlarından biri olan ''depreme duyarlı bir çevre nasıl yaratılabilir?'' sorusunun cevap arayışları hala sürmekte ve kesin sonuçlar alınabilmiş değil. Burada amaç Turgutlu ilçesinde yer alan Subaşı mahallesini pilot bölge seçip, depreme duyarlı bir çevre oluşturmaktır. Bunun için;
1. Bölgeye ilişkin analizin yapılması (yapı kalitesi, gelişme potansiyeli olan bölgelerin belirlenmesi, halkın düşünceleri)
2. 1/5000 ve 1/1000 ölçekli Alternatif imar planlarının hazırlanması, şeklinde kabaca 2 aşamalı bir yol izlenecektir. ilk aşama çoğunlukla bitmiş olup, toparlanan zemin bilgileri daha detaylı incelenecek ve 2. aşamaya yansıtılacaktır.
Bağlantılar-referanslar bölümünden subaşı_analiz isimli dosyadan, alanın konumu, arazi kullanımı ve kalitesine ilişkin bilgileri edinebilirsiniz.
Ülkemizin önemli sorunlarından biri olan ''depreme duyarlı bir çevre nasıl yaratılabilir?'' sorusunun cevap arayışları hala sürmekte ve kesin sonuçlar alınabilmiş değil. Burada amaç Turgutlu ilçesinde yer alan Subaşı mahallesini pilot bölge seçip, depreme duyarlı bir çevre oluşturmaktır. Bunun için;
1. Bölgeye ilişkin analizin yapılması (yapı kalitesi, gelişme potansiyeli olan bölgelerin belirlenmesi, halkın düşünceleri)
2. 1/5000 ve 1/1000 ölçekli Alternatif imar planlarının hazırlanması, şeklinde kabaca 2 aşamalı bir yol izlenecektir. ilk aşama çoğunlukla bitmiş olup, toparlanan zemin bilgileri daha detaylı incelenecek ve 2. aşamaya yansıtılacaktır.
Bağlantılar-referanslar bölümünden subaşı_analiz isimli dosyadan, alanın konumu, arazi kullanımı ve kalitesine ilişkin bilgileri edinebilirsiniz.
13 Mart 2008 Perşembe
nikel madeni meclis araştırmasında
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurul Tutanağı 23. Dönem 2. Yasama Yılı 74. Birleşim 06/Mart /2008 Perşembe
6 Mart 2008 Perşembe
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 14.00
BAŞKAN: Başkan Vekili Nevzat PAKDİL
KÂTİP ÜYELER: Harun TÜFEKCİ (Konya), Yaşar TÜZÜN (Bilecik)
Meclis araştırması açılmasına ilişkin üç önerge vardır, önergeleri okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
1970'li yıllarda MTA tarafından bulunan, yeni sondaj çalışmaları ile rezerv miktarının 45 milyon tonun üzerinde olduğu tahmin edilen, tonda 1.14% Nikel (Ni) ve 0.05% Kobalt (Co) içeren, ekonomik ömrü ise 16 yıl olarak öngörülen Manisa-Turgutlu-Çaldağ nikel yatağının, Mart-2002'de işletme haklarını ele geçiren European Nickel Şirketinin; Türkiye'de Bosphorus Nickel Madencilik ve Sarde Nikel adları altındaki şirketlerle faaliyette bulunduğu, bu arada 40.000 ton sülfürik asit yatırımını da bir Çinli firmaya yaptırmak üzere anlaştığı ve bu şekilde sülfürik asitle liç metodu uygulanarak nikel ve kobalt üretimine müsaade edildiği kamuoyunca bilinmektedir.
Buna göre;
- Şirketin 15 yıllık üretim süresince Dünya Metal Borsasındaki nikel fiyat artışı da göz önüne alındığında yaklaşık 47,7 milyon ton kaynaktan 460.000 ton saf nikel ve 25.200 ton saf kobalt elde edip buna karşılık 25 milyar dolarlık geliri yurt dışına transfer edeceği, bu paranın ancak 1,2 milyar dolarlık kısmının Türkiye'de kalacağı ve güncel mali hesabın ne olduğunun bilinmediği;
- İzabeyi dahi ülkemizde yaptırmayan şirketin konsantreyi yurt dışına götürüp orada izabe ettireceği ve geriye tamamen atığını bırakacağı, bu durumun istihdama hiçbir katkısı olmayacağı, firmaya izabe tesisi kurma zorunluluğu getirilmediği, en önemlisi de 1935 yılından bu yana ülkemizde bakır, krom, alüminyum ve gümüş vs. izabe eden, asit üretimi konusunda da uzman kuruluş Eti Maden vasıtasıyla bu üretimin yapılabilirliğinin araştırılmadan işletme hakkının ulus ötesi şirkete devredildiği;
-Nikel kobalt üretiminde asit liç metodunun rüzgarla çevreye asit yağmuru oluşturarak çevre kirlenmesine yol açabileceği, bunun yerine firmanın biraz daha pahalı olan konvansiyonel üretim metodunu tercihe neden zorlanmadığı? Bu firmanın Avrupa'dan kovulduktan sonra deneme üretimini Türkiye'de yapmaya karar verdiğinin bilinip bilinmediği? Bu yöntemin zengin tarım alanlarına verebileceği zararın boyutlarının hesaplanıp hesaplanmadığı?
-Asit üretimini gerçekleştirecek firmanın üretim sırasında kaç kw elektrik üreteceği, bundan ne kadar kâr hedeflendiğinin bilinip bilinmediği?
-Kükürtten asit üretimi gibi tehlikeli bir üretimin, tartışılan Çin teknolojisine emanet edilmesine müsaade edilmesi ile olası bir felakette bölge insanının yaşamına etkilerinin hesaplanıp hesaplanmadığı, bu gayrı sıhhi müesseseye nasıl ruhsat verildiği ile ülkemizde istihdam sorunu varken ve bu tesisin bölge insanına istihdam sağlayacağı gerekçesi ileri sürülmekte iken, Çinli firmanın talep ettiği 390 Çinli teknik uzmana neden çalışma müsaadesi verildiği cevapları kamuoyunca meçhul konulardır.
Yukarıda ifade edilen konuların açığa kavuşturulması, bölge halkı, sektörle doğrudan ya da dolaylı olarak ilgili kuruluşlar ve daha önemlisi ekonomik geleceğimiz açısından çok büyük önem taşımaktadır.
Açıklanan nedenlerle, Manisa-Turgutlu-Çaldağ nikel yatağının işletme haklarını ele geçiren European Nickel Şirketinin, 460.000 ton saf nikel ve 25.200 ton saf kobalt üretimi sonucu, ülkemize sağlayacağı katma değer ve istihdama katkısının ne olacağı; buna karşılık asit üretimi ile bölgede nasıl bir çevre felaketine yol açacağı, ayrıca metal madenciliğindeki özelleştirme uygulamaları sonucu gelinen nokta ile alınacak önlemlerin belirlenmesi ve bir an önce uygulamaya konulması ile karşılaşılacak sorunların çözümlenmesi konusunda Anayasamızın 98, İç Tüzüğümüzün 104 ve 105. maddeleri gereğince bir Meclis Araştırması açılmasını arz ederiz.
1) Mehmet Ekici (Yozgat)
2) Mustafa Enöz (Manisa)
3) Ahmet Orhan (Manisa)
4) Hasan Özdemir (Gaziantep)
4
5) Erkan Akçay (Manisa)
6) Emin Haluk Ayhan (Denizli)
7) Ahmet Bukan (Çankırı)
8) Mehmet Serdaroglu (Kastamonu)
9) Yılmaz Tankut (Adana)
10) Recep Taner (Aydın)
11) Ertuğrul Kumcuoğlu (Aydın)
12) Murat Özkan (Giresun)
13) İsmet Büyükataman (Bursa)
14) Mehmet Günal (Antalya)
15) Ali Uzunırmak (Aydın)
16) Yıldırım Tuğrul Türkeş (Ankara)
17) Mehmet Akif Paksoy (Kahramanmaraş)
18) Alim Işık (Kütahya)
19) Recai Yıldırım (Adana)
20) Kemalettin Nalcı (Tekirdağ)
21) Cemaleddin Uslu (Edirne)
22) Abdülkadir Akcan (Afyonkarahisar)
23) Reşat Doğru (Tokat)
6 Mart 2008 Perşembe
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 14.00
BAŞKAN: Başkan Vekili Nevzat PAKDİL
KÂTİP ÜYELER: Harun TÜFEKCİ (Konya), Yaşar TÜZÜN (Bilecik)
Meclis araştırması açılmasına ilişkin üç önerge vardır, önergeleri okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
1970'li yıllarda MTA tarafından bulunan, yeni sondaj çalışmaları ile rezerv miktarının 45 milyon tonun üzerinde olduğu tahmin edilen, tonda 1.14% Nikel (Ni) ve 0.05% Kobalt (Co) içeren, ekonomik ömrü ise 16 yıl olarak öngörülen Manisa-Turgutlu-Çaldağ nikel yatağının, Mart-2002'de işletme haklarını ele geçiren European Nickel Şirketinin; Türkiye'de Bosphorus Nickel Madencilik ve Sarde Nikel adları altındaki şirketlerle faaliyette bulunduğu, bu arada 40.000 ton sülfürik asit yatırımını da bir Çinli firmaya yaptırmak üzere anlaştığı ve bu şekilde sülfürik asitle liç metodu uygulanarak nikel ve kobalt üretimine müsaade edildiği kamuoyunca bilinmektedir.
Buna göre;
- Şirketin 15 yıllık üretim süresince Dünya Metal Borsasındaki nikel fiyat artışı da göz önüne alındığında yaklaşık 47,7 milyon ton kaynaktan 460.000 ton saf nikel ve 25.200 ton saf kobalt elde edip buna karşılık 25 milyar dolarlık geliri yurt dışına transfer edeceği, bu paranın ancak 1,2 milyar dolarlık kısmının Türkiye'de kalacağı ve güncel mali hesabın ne olduğunun bilinmediği;
- İzabeyi dahi ülkemizde yaptırmayan şirketin konsantreyi yurt dışına götürüp orada izabe ettireceği ve geriye tamamen atığını bırakacağı, bu durumun istihdama hiçbir katkısı olmayacağı, firmaya izabe tesisi kurma zorunluluğu getirilmediği, en önemlisi de 1935 yılından bu yana ülkemizde bakır, krom, alüminyum ve gümüş vs. izabe eden, asit üretimi konusunda da uzman kuruluş Eti Maden vasıtasıyla bu üretimin yapılabilirliğinin araştırılmadan işletme hakkının ulus ötesi şirkete devredildiği;
-Nikel kobalt üretiminde asit liç metodunun rüzgarla çevreye asit yağmuru oluşturarak çevre kirlenmesine yol açabileceği, bunun yerine firmanın biraz daha pahalı olan konvansiyonel üretim metodunu tercihe neden zorlanmadığı? Bu firmanın Avrupa'dan kovulduktan sonra deneme üretimini Türkiye'de yapmaya karar verdiğinin bilinip bilinmediği? Bu yöntemin zengin tarım alanlarına verebileceği zararın boyutlarının hesaplanıp hesaplanmadığı?
-Asit üretimini gerçekleştirecek firmanın üretim sırasında kaç kw elektrik üreteceği, bundan ne kadar kâr hedeflendiğinin bilinip bilinmediği?
-Kükürtten asit üretimi gibi tehlikeli bir üretimin, tartışılan Çin teknolojisine emanet edilmesine müsaade edilmesi ile olası bir felakette bölge insanının yaşamına etkilerinin hesaplanıp hesaplanmadığı, bu gayrı sıhhi müesseseye nasıl ruhsat verildiği ile ülkemizde istihdam sorunu varken ve bu tesisin bölge insanına istihdam sağlayacağı gerekçesi ileri sürülmekte iken, Çinli firmanın talep ettiği 390 Çinli teknik uzmana neden çalışma müsaadesi verildiği cevapları kamuoyunca meçhul konulardır.
Yukarıda ifade edilen konuların açığa kavuşturulması, bölge halkı, sektörle doğrudan ya da dolaylı olarak ilgili kuruluşlar ve daha önemlisi ekonomik geleceğimiz açısından çok büyük önem taşımaktadır.
Açıklanan nedenlerle, Manisa-Turgutlu-Çaldağ nikel yatağının işletme haklarını ele geçiren European Nickel Şirketinin, 460.000 ton saf nikel ve 25.200 ton saf kobalt üretimi sonucu, ülkemize sağlayacağı katma değer ve istihdama katkısının ne olacağı; buna karşılık asit üretimi ile bölgede nasıl bir çevre felaketine yol açacağı, ayrıca metal madenciliğindeki özelleştirme uygulamaları sonucu gelinen nokta ile alınacak önlemlerin belirlenmesi ve bir an önce uygulamaya konulması ile karşılaşılacak sorunların çözümlenmesi konusunda Anayasamızın 98, İç Tüzüğümüzün 104 ve 105. maddeleri gereğince bir Meclis Araştırması açılmasını arz ederiz.
1) Mehmet Ekici (Yozgat)
2) Mustafa Enöz (Manisa)
3) Ahmet Orhan (Manisa)
4) Hasan Özdemir (Gaziantep)
4
5) Erkan Akçay (Manisa)
6) Emin Haluk Ayhan (Denizli)
7) Ahmet Bukan (Çankırı)
8) Mehmet Serdaroglu (Kastamonu)
9) Yılmaz Tankut (Adana)
10) Recep Taner (Aydın)
11) Ertuğrul Kumcuoğlu (Aydın)
12) Murat Özkan (Giresun)
13) İsmet Büyükataman (Bursa)
14) Mehmet Günal (Antalya)
15) Ali Uzunırmak (Aydın)
16) Yıldırım Tuğrul Türkeş (Ankara)
17) Mehmet Akif Paksoy (Kahramanmaraş)
18) Alim Işık (Kütahya)
19) Recai Yıldırım (Adana)
20) Kemalettin Nalcı (Tekirdağ)
21) Cemaleddin Uslu (Edirne)
22) Abdülkadir Akcan (Afyonkarahisar)
23) Reşat Doğru (Tokat)
24 Şubat 2008 Pazar
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)